30 Nisan 2017 Pazar

Host Family UK


Eğer Ingiltere'de master ya da doktora öğrencisiyseniz İngiltere'deki yaşamı tanımanız ingiliz ailelerinin ne yaptığını görmeniz geleneklerini öğrenmeniz için harika bir program var: 
Buradan ya da okullarınız aracılığıyla yapacağınız başvurudan sonra size bir kaç tercih sunuyorlar. O tercihler arasından birini seçtikten sonra sizi bölge sorumlusuna yönlendiriyorlar. Bölge sorumlusu size en uygun aileyi seçtikten sonra müsait zamanı aileyle birlikte karar veriyorsunuz ve gezi başlıyor. Sanırım 60 pound bir ücreti var, sanırım diyorum çünkü King's College ilk ücreti ödediği için biz ücret ödemedik yol parası ve aldığımız hediyelik eşyalar dışında adamlar da evlat edinmiyor sonuçta sizi. :) Ayrıca evli çifler için de uygun bir program. 

Biz Essex bölgesini seçtik. Chelmsfordda Liz ve David adında 60'lı yaşlarında bir çift bizi 2 Şubat günü tren istasyonundan arabalarıyla aldılar.
Bu tatlı kadın Lız.
Bu da David.

Biz cuma akşamı gittiğimiz için bir merhaba faslından sonra odada uyuduk. Sabah uyandığımızda mısır gevrekleri ve kızarmış ekmek-tereyağı-reçel üçlüsüyle kahvaltımızı ettik ve yollara düştük. Bu programın asıl amacı İngiliz yaşantısını tanımak olduğu için köylerinde gezdik. İlk önce 150 yıllık bir ambara götürdüler bizi. Baya heybetli ve 'nasıl yaptınız bunu arkadaşım' dediğimiz güzel bir yapıydı. Orada baya oyalandık çünkü etrafı da güzeldi ve gezinmek istedik. Oradan ayrıldıktan sonra eve öğle yemeği için geri döndük. Gelmeden önce müslüman olduğumuzu söylediğimiz için vejeteryan bir menü hazırlamıştı. Çok lezzetli bir çorba yapmıştı ve yöresel bir ekmekle yine Essex bölgesine özel peynirlerle öğle yemeğimizi yedikten sonra gezimize devam ettik. İlk olarak Writtle isimli köye gittik. Buranın özelliği ilk radyo yayını yapılan yer olmasıymış. Daha sonra Maldon diye denizle nehrin birleştiği bir yer bu nehir Chelmsforda kadar geliyor. Bizim gittiğimiz dönemde suyu çekilmişti ve bu yüzden bütün gemiler çamura gömülü duruyorlardı. Bu gemilerden birini cafe olaran düzenlemişler burada kekimizi yiyip çayımızı içtikten sonra etrafta turlamaya başladık aniden açan hava ile kuşların dansları küçük kayıkların yarı sulu toprağa yansıması gibi güzel manzaralarla karşılaştık. Daha sonra akşam yemeği için eve döndük.

Maldon'dan fotoğraflar:




Akşam yemeği için eve geldiğimizde David hemen televizyonun başına geçti ve biz dışardayken kaydettiği Rugby maçını izlemeye başladı Liz ise Shepherd's Pie pişirmek için mutfağa geçti. Ne kadar ısrar etsem de yardım kabul etmedi. Evde iş bölümü yapmışlar yemekleri Liz yapıyor bulaşıkları David elinde yıkıyor. Çok da ısrar etmedim işin aslı düzenini bilmediğim bir evde ne yapabilirim ki. Kahve eşliğinde bir çeşit çörekle maçı izledim bende. Hayatımda gördüğüm en garip sporlardan biriydi anlam veremedim. 
Akşam yemeğimiz. Çok lezzetliydi.
Kar tatlısıymış. Elma ve yumurta beyazıyla yapmış bu da çok lezzetliydi.

Bir gün daha bitmişti. Çok yorulduğumuz için yemekten hemen sonra sabah erken kalmak üzere anlaştık ve uyuduk.

Ertesi gün uyandık ve Thaxted'a gittik. Buranın özelliği evlerin dışının boyandığı ya da kaplandığı kireç, boya ya da hangi malzemeyse kendisinden desenli evleri olması ve köyün renk katalogundan seçilmiş renklerle boyanmış olması. 




Gittiğimiz tüm köyler yüzlerce yıllık olduğu için bu eski değirmenlerden vardı.


Daha sonra Finchingfield isimli bir köye gittik ve İngiliz kumpiriyle öğle yemeği yedik. Bu köy de bir önceki köye çok benziyordu ama biraz daha modern yapıları içinde barındırıyordu. Ayrıca tavan yüksekliğinden anlaşıldığı üzere eski ahırları modernize ederek çok değişik evler yapmışlar ve bunları 1,000,000 pound gibi uçuk fiyatlara satıyolardı.




Buradan sonra da Liz'in eskiden öğretmenlik yaptığı yakınlardaki bir köye götürdüler bizi çok yorgun olduğum için orayı hatırlamıyorum bile ve fotoğrafını dahi çekmemişim. Akşam yemeğinde Liz bize pizza yaptı. Ve ondan sonra yola koyulduk.
Liz ve David hakkındaki fikirlerimi de aktarmak istiyorum;
İkisi de her konuda çok bilgili ve hala gündemdeki konuları takip eden fikir yürüten dinç insanlar. Beyinlerini her zaman taze tutuyorlar. Bize karşı çok kibar davandılar. Harika bir gezi planıydı hem aşırıya kaçmadan çok yorulmadan gezdik hemde kültürlerine dair bir çok şey öğrendik. Önceden ingilizlerin fish/chipsinden başka bişeyleri yok diyordum. Ama gerçek şu ki onların da kendilerine ait geleneksel yemekleri, tatlıları, gezi alışkanlıkları, ev alışkanlıkları var. O yüzden bu tecrübeyi en güzel ailelerden biriyle tamamladığımızı düşünüyorum. Eğer İngiltere'de öğrenciyseniz ve bu programa başvurmadıysanız, hiç bir fikriniz yoksa sizlere tavsiyem; ANINDA BAŞVURUN!

Thank you Liz and David. :)
Bir de ufak video hazırladım. İzlemek isteyenler için youtube linki:














Ingıltere'de Dil okulu meselesi

Yaz ayının gelmesiyle birlikte bir çok kişi İngiltere'ye dil okuluna gelmekle ilgili planlar yapmaya başlamış olabilir. Bu arkadaşlara yardımcı olurum umarım. Bu süreçte sizi en çok zorlayacak şeyler;
-Dil okuluna ve şehre karar vermek
-Vize süreci
-Kalacak yer ayarlamak
-Eğer tüm bu süreçler başarıyla geçildiyse : Yaşam masrafları

DİL OKULU VE ŞEHİR:
İngiltere'de ilk Cambridge'de yaşadığım için ufak şehre örnek olarak orayı vereceğim. Ufak bir şehirde dil okuluna gidiyorsanız ingilizcenin bir kısmını halletmiş olmanız ve ielts gibi bir sınava çalışıyor olmanız motivasyon açısından önemli. Çünkü gerçekten çalışma gerektiren zamanınızı ayırmanız gereken bir sınav olduğu için sessiz sakin bir ortama ihtiyacınız olabilir. Ama İngilizce öğrenmeye yeni başlayacaksanız Londra'yı tavsiye edebilirim. Çünkü her türlü sizi geliştirecek binlerce etkinlik bulabileceğiniz en güzel şehir Londra. Dil okulu seçiminizde de bir okula binlerce pound saçmanızı tavsiye etmiyorum. Bazı okullar uygun fiyatlı ama kütüphane vs. Gibi ortamlar sunmadığı için öğrenciler tarafından pek tercih edilmiyor. Ben kesinllikle bunları tavsiye ediyorum çünkü tüm okullarda elinize bir kitap verip aylarca sayfa çevirip duruyorsunuz. Çok fazla kütüphanede çalışmak istiyorsanız British Library'e kaydolabilirsiniz.
 
VİZE SÜRECİ:
Okulunuza karar verdikten sonra aldığınız belgeyle birlikte vizeye başvurmanız gerekiyor. Genellikle okulların verdiği belgelerle başvrunca sorun çıkmıyor.

KALACAK YER AYARLAMAK:
Dil okulları ilk geleceğiniz zaman size yabancı ailenin yanında oda teklif ediyorlar. Kesinlikle çok güzel bir seçenek ama eğer memnun kalmazsanız değiştirebilirsiniz. Kriterleriniz arasında sizinle konuşan bir aile olmasına özen göstermelisiniz. Bazı kişiler de yemekle ilgili sorun yaşayabiliyor. Çünkü bazı aileler bir dilim ekmek ya da bir muz için ekstra para isteyebiliyorlar. Yabancı arkadaşlarınız da olacak mutlaka okuldan ama sizin gibi ingilizce bilmeyen birisiyle elinizde sözlük ettiğiniz muhabbetten ziyade İngiliz birisiyle ettiğiniz muhabbet kesinlikle daha faydalı olacaktır. Ve aynı dili konuştuğunuz arkadaşlarınızla pek takılmamanızı tavsiye ediyorum.

YAŞAM MASRAFLARI:
Bir öğrenci olarak yemek yapmak eminim zor gelecektir. Sürekli dışardan yemek de masraflı olabilir. Eğer helal yemek olayına dikkat eden biriyseniz sadece çok fazla seçeneğiniz yok demek ama fiyat konusunda şüpheniz olmasın. İngiltere'de lüks sayılabilecek bir restoranla normal bir restoran arasında 2-3 poundluk bir fark vardır. Aşırı lüks yerlere gitmediğiniz sürece tabiki. Bir kebap ve içeceğe muhtemelen 15 Pound civarı öderseniz. Kuzeyde yaşamın daha kolay olduğunu duydum belki de kuzeyde küçük bir şehir tercih etmeniz masraflarınız açısından daha iyi olabilir. Ama Londra ve çevresinde(Oxford, Cambdridge gibi yakınlıkta) masraflar aynı. Hatta Cambridge'de yerel marketler Türk marketi gibi mesela daha pahalı Londra'ya göre. Böyle bir yere geliyorsanız ve evinde kalacağınız kişi yemeği hazırlaması karşılında sizden çok para istiyorsa Sainsbury's, Tesco, Aldi, ASDA gibi marketlerden dondurulmuş sebze ya da hazır yemek alarak sadece mikrodalgada ısıtarak haftada 3 günü halledebilirsiniz, ayrıca özellikle donmuş balıkları da çok uygun fiyatlara alıp(3 Pound) hem sağlıklı hemde ucuz bir yemek yemiş olursunuz. Ayrıca bu marketlerin hem donmuş hemde normal dolap reyonlarında mutlaka helal ürün kısmı bulabileceksiniz. Sadece küçük marketlerde bulamayabilrsiniz. Ayrıca Koşer etiketli ürünler de de aynı zamanda Helal etiketi bulunuyor. Yol parası da masraflı bir iş maalesef burada. Küçük şehirlerde otobüslerin saatleri çok az olduğu için ben o zaman kaybını hiç sevemedim. Bisiklet tercih edebilirsiniz özellikle yaz ayları için çok uygun. Ama Londra'da yaşıyorsanız ve kaldığınız yer okula uzak ise metro ya da otobüs kartı almanız gerekiyor. Okullarınız size öğrenci kartı almanız için referans olacaktır. Bir öğrenci kartının çıkması yaklaşık olarak 2-3 hafta arası yoğunluğa göre değişiyor. Ücretler bulunduğunuz bölgeye göre değiştiği için kesin bir fiyat söyleyemiyorum tfl.co.uk adresinden detayları öğrenebilirsiniz. Okullar da yardımcı olacaktır. Onun dışında bir kahve her yerde yaklaşık olarak 2,60 pounddur. Kahve çeşidine göre de değişir tabi. 

Ekstra bilgi: 
İngiltere'ye ilk gelişimi hatırlayarak girişten itibaren nelerle karşılacağınızı yazmaya çalışacağım hatırladığım kadarıyla. İlk önce pasaport kontrol memuru var. Non-EU kısmına giderek şansınıza göre uzun olan ya da olmayan bir sıraya girdikten sonra memur size geliş sebebinizi soracak eğer hiç ingilizceniz yoksa çok basit bir şekilde okul için deyip belgelerinizi göstermeniz yeterli. Parmak izinizi aldıktan sonra sizi gönderecekler. Valizinizi aldıktan sonra eğer sizi karşılayacak birisi yoksa gideceğiniz şehir ya da eğer Londra içinde metroyu takip ederek girişi yapabilirsiniz. Korkmanıza hiç gerek yok İngiltere'deki herkes turiste ya da öğrenciye çok alışkın ve yardımcı oluyorlar. Çünkü bizden veya sizden kazanıyorlar bu paraları. Kendinize hiç sıkıntı yapmadan hemen bir görevliye sorun en kötü ihtimalle THY personeline sorun. Günlük yaşamda dikkat edilmesi gereken çok sıkı kurallar yok sadece abuk sabuk heryerin fotoğrafını çekmemeye çalışın her gördüğünüz şey size ilginç gelecek ve bin tane fotoğrafını çekmek isteyeceksiniz biliyorum ama şu sıralar terör tehlikesiyle bu tarz şeylere polisler anında müdahale edebiliyor. Yanınızda pasaportunuzu taşımak tehlikeli olabilir ama her zaman pasaport numaranızı yanınızda bulundurun.