İlk bakışta benim için 'karışık metro hatları, o otobüsten in buna bin sonra ZX durağına git buna bin şu durakta in' olan bu şehire alışıvermeniz hiç de mesele değil. Kafanız karıştığında aldığınız ilk kahve kokusunun peşine düşün ve bir kahve alın elinize. Take away olsun ama ;) sonrasınde bırakın CityMapper isimli hayat kurtaran uygulamayı ve özellikle de Oxford street'te yürüyün. Gördüğünüz ilk parkta oturun ve az önceki kalabalıktan ne kadar çabuk doğaya geçtiğinize şaşırın. Bunların yanısıra çok güzel müzeleri olan bir şehir... Önümüzdeki yazıda size Victoria and Albert Museum'dan bahsedeceğim inşallah. Sakın ha Londra'ya alışveriş için gelmeyin, karşınızda gördüğünüz İngiliz'in akşam sütlü çayın yanında yemek için aldığı değişik kurabiyeleri denemek için gelin.

Çok güzel ayşe:)
YanıtlaSilMerak ve heyecanla okuyor olacağım paylaşımını..
Çok güzel ayşe:)
YanıtlaSilMerak ve heyecanla okuyor olacağım paylaşımını..