Bu şehre de akşam saatlerine yakın varıyoruz. Otobüsten iner inmez ertesi gün için dönüş biletlerimizi alıyoruz. Burada sadece bulunduğunuz yerden bilet alabilirsiniz. Örneğin; Marakeş'ten gidiş-dönüş bilet alamazsınız. Essaouira'ya geldiğinizde biletinizi almanız gerekiyor ki açıkta kalmayasınız. Biletimizi aldıktan sonra yeni riadımıza doğru yola koyuluyoruz. Bu şehirde de taksi kullanmıyoruz çünkü otobüsün durağı Medina yani eski şehre çok yakın. Bir kaç dakika yürüdükten sonra Medina'nın kapısından içeri giriyoruz ve elimizde valiz olduğu için Marakeş'te karşılaştığımız yardım(!) etmek isteyen insan kalabalığıyla karşılaşacağımızı düşünüyoruz. Ama bu şehir öyle değil.
Rengarenk ve sakin sokaklarıyla bizi karşılayan bu şehre hemen kanımız ısınıyor. Fotoğrafta gördüğünüz gibi bir sokağın arasında bulunan riadımıza gidiyoruz. Yine hoş bir görevli bizi karşılıyor eşyalarımızı bıraktıktan ve biraz dinlendikten sonra dışarı çıkıyoruz. Camide namaz kılındıktan sonra Rahman suresi ve diğer bir kaç duayı cemaat hep bir ağızdan okudu. Bizde olmayan bu güzellik hoşumuza gidiyor ve devam ediyoruz.
Havanın iyice karardığını ve yağmurun başladığını görünce açıyoruz şemsiyeyi. Bu şehirde mutlaka yapmanız gereken şey balık yemek. Medina'dan çıkınca balıkçılar sizi karşılıyor. Balık tezgahından seçtiğimiz iki taze balığı salata ve içeçeklerle birlikte 100 dirheme alıyoruz. Balıkların taze olduğuna emin olabilirsiniz çünkü bir çoğu hala hareket ediyordu. Balık alırken de pazarlık yapmanızda fayda var 50 dirhem kadar indirim alabilirsiniz. Balıkları pişirip getiriyorlar. Adını bilmediğim ama çok lezzetli olan balıkları hafif yağmuru izleyerek yiyoruz. Sadece balık değil diğer deniz canlılarını da bulabilirsiniz bu tezgahlarda...
Havanın iyice karardığını ve yağmurun başladığını görünce açıyoruz şemsiyeyi. Bu şehirde mutlaka yapmanız gereken şey balık yemek. Medina'dan çıkınca balıkçılar sizi karşılıyor. Balık tezgahından seçtiğimiz iki taze balığı salata ve içeçeklerle birlikte 100 dirheme alıyoruz. Balıkların taze olduğuna emin olabilirsiniz çünkü bir çoğu hala hareket ediyordu. Balık alırken de pazarlık yapmanızda fayda var 50 dirhem kadar indirim alabilirsiniz. Balıkları pişirip getiriyorlar. Adını bilmediğim ama çok lezzetli olan balıkları hafif yağmuru izleyerek yiyoruz. Sadece balık değil diğer deniz canlılarını da bulabilirsiniz bu tezgahlarda...
Balık tezgahı
Balıklarımızı yedikten sonra okyanusu aydınlatan uzaklardaki şimşekleri izliyoruz bir süre. Bu şehir Marakeş'ten sonra bize papatya çayı gibi sakinlik veriyor. Bir süre izledikten sonra yerel halkın alışveriş yaptığı pazarlara gidiyoruz. Burada fotoğraf çekmeye bile çekiniyoruz çünkü herkes çok doğal onları huzursuz etmek istemiyoruz. Burada sokakta haşlanmış barbunya ve nohut satılıyor. Çerez gibi tüketiyorlar. Bir süre dolaştıktan sonra erkenden riada dönüyoruz çünkü ertesi sabahki planımız saat 7'de sahile gitmek. Ertesi sabah erkenden uyanıyoruz ve sahilin yolunu tutuyoruz sokaklar bomboş ve ılık bir hava var. Balıkçı teknelerinin olduğu kısmı es geçerek sahile iniyoruz. Ve ayakkabılarımızı çıkarıp yeni yeni ısınan kumsalda yürüyoruz...
Kumsaldaki ufak yürüyüşten sonra balıkçı teknelerinin ve kalenin olduğu yere geri dönüyoruz. Eğer öğle saatlerine doğru sahile inerseniz buradaki atlara binerek de bir tur yapabilirsiniz. Biz 7'de uyanıp gittiğimiz için atları daha sonradan gördük ve denemedik. 7'de uyanmak balıkçıların ahenk içinde çalışmalarını görene kadar çok erken gibi geliyordu. Uzun süre hiçbir şey yapmadan insanları, asker gibi dizilmiş mavi tekneleri, kedileri ve kuşları izledik bu düzenli balıkçı limanında. Bu şehirde yapılacak tek şey durup güzellikleri izlemek ve her anın fotoğrafını çekmeye çalışmak.
Burası Medina'nın duvarlarının hemen yanı başında. Son fotoğrafta gördüğünüz şehir kapısından bir kez daha içeri giriyoruz ve sol tarafta bulunan zamanında askerlerin şehri korumak için kullandığı kaleyi ziyaret ediyoruz. Kaleye giriş 10 dinar. Bu kaleden manzara çok daha harika görünüyor. Gözlem kulesine çıkarak tüm şehri görebilirsiniz.
Burada da yaklaşık 1 saat harcıyoruz. Bir kalede 1 saat ne yapılabilir ki diye düşünüyorsanız çok haklısınız. Ama bir yanda kayaları döven dalga, diğer yanda üzerine yeni güneş doğmuş altın rengi kumsal, diğer bir yanda kuşlar, insanlar... 1 saatte doyamadığım bu yere kahvaltı yapıp şehir merkezini de gezebilmek için veda ediyoruz. Riad'da yaptığımız kahveli, reçelli ve krepli bir kahvaltıdan sonra valizimizi toplayıp şehirde dolaşmaya başlıyoruz. Dükkanlar yeni yeni açılıyor, buradaki esnaf çok saygılı ve turiste yapışmıyor. Bilmediğimiz ufak dar sokaklarda saatlerce gezerken; ahşap hediyelik eşyalar, mobilyalar, yağlı boya tablolar ve çocukluğunun tadına oyunla varan bir sürü çocuk görüyoruz. Bazı ahşap eşyalar özellikle sehpalar çok özenli ve şık duruyor. Onun dışında hediyelik eşya olarak orijinal bir şey göremediğimiz için buradan da hediye almıyoruz. Yağlı boya tablolar hoşuma gidiyor fiyatları 50 dinardan başlayıp boyutuna göre değişiyor. Ama kararsızlıktan tablo da alamıyorum. Gidilecek daha çok şehir var ve buraların güzelliklerini bana ömür boyu hatırlatacak bir tablo bulacağıma emin olduğum için pek de umursamıyorum ve Chefchaouen'den aldığım tablo sayesinde şu an hiç pişmanlık yaşamıyorum. Şehir merkezinde bulunan diğer bir güzel manzaralı yere çıkıyoruz. Buraya çıkarken de küçük tablolar görüyoruz 35 dinara orijinal ve güzel tablolar hediye olarak düşünülebilir.
Otele valizimizi almak için giderken bir pazarın içinden geçiyoruz ve buradan yolda yemek için ekmek, zeytin ve içecek alıyoruz. Ama zeytinleri pek beğenmediğimizi ve yiyemediğimizi de hemen belirtmek isterim denemek isterseniz 15 dinara neredeyse 200 gr.zeytin alabilirsiniz. Valizimizi alıyor ve tarih öncesinde de yaşamın olduğu bilinen bu şehrin her yanı yaşanmışlık kokan sokaklarından son kez olmamasını umarak ilerliyoruz. Bir daha Fas'a gitsem en az 5 gün kalacağım hatta bir ara yerleşmeyi düşündüğüm bu şehrin kapısından çıkıyoruz. Ayrıldığım anda özlem duyduğum bir şehir oluveriyor birden benim için Essaouira ve İstanbul'un önüne geçiyor sevdiğim şehirler arasında. Tanca, Chefchaouen ve Fez'e gitmek için ayrılıyoruz. Tanca'ya gitmek için öncelikle Otobüsle tekrar Marakeş'e gidiyoruz. Bir gün önce tren biletlerimizi almıştık. Otobüs firmasının hemen yanında bulunan tren istasyonuna gidiyor ve 10 saat sürecek olan gece yolculuğumuza başlıyoruz. 2 kişi için 620 dirhem ödedik first class için... Trende 6 kişilik kontuarlar bulunuyor. Çok rahat bir yolculuk geçirdiğimiz için trenle seyahati tavsiye ediyorum. Otobüsle özellikle gece saatlerinde seyahat etmek biraz tehlikeli çünkü otobüs şoförleri biraz hız düşkünü. Bir sonraki Fas şehrinde görüşmek üzere Allah'a emanet olun.

Yazınız çok güzel olmuş ellerinize sağlık allah başka yerleri de gezmenizi nasip etsin
YanıtlaSil